25.04.2013

yine yeniden Karaköy...


Karabatak'a gittim yine..uzuuun bir aradan sonra..İlk defa içeride oturdum..Amanın ne havalı ne bohem ve de ne rahat bir mekan burası..her gittiğimde başka bir yüzünü keşfediyorum..

fırında balık...


Bu fotoğraf bir yemek kitabından veya usta bir aşçının atölyesinden değil efendim..Tamamıyla bendenizin el emeği göz nuru fırında sarı kanatlardır bunlar..Karamelize soğan yatağında hem de ;) İsteyen olursa hevesle tarifi verilir..

haftasonu japonya'daydım...



Yok şaka..Japonya'da değildim. Fakat Baltalimanı'nda, Japonya'nın ismini hatırlamadığım bir belediyesiyle yapılan ortak bir çalışma neticesinde inşa edilen Japon bahçesinde süs eriklerinin çiçeklenmesini izlemeye gittik..Aylardır eriklerin çiçeklenmesini bekliyordum hevesle..Son gittiğimde ağaçlar henüz yaprak vermemişlerdi..Şimdiyse her biri birer prenses edasıyla salkım salkım, buket buket çiçekler vermişler. Şahane..

27.01.2013

Mutluluk..

Her sabah gerekenden çok daha erken uyanarak işe gitme isteğine sahip olmak..
Kocanın dünyanın en lezzetli lazanyayı pişirebilmesi, dahası beşamel sosunu hazır almayıp kendisinin yapması..
Annenin, taa küçüklüğünde yaptığı ıslak keki hala yapması ve bunun tek telefonuna bakması..
Kardeşinin, buzdolabı üzerindeki mıknatıslı notluktaki ihtiyaç listesine sana olan aşkını ilan etmesi..
Temizliğe gelen Ayşe'nin sen demeden 'ben onu hallettim zaten' demesi..
Kardeşinin arkadaşının senin için tiramisu yapması..
Babanın, senin blog'unu takip etmesi ve daha sık yazmanı istemesi..
Arabanın kocaman bagajının olması..
Evinin Belgrad Ormanı'na yakın olması..
İşe metro ile gidebilmen..