25.08.2010

a few common misconceptions..

evet artık huzur içinde uyuyabilirim..azbuz şeyler değil bu yeni öğrendiklerim..nihayetinde pek çok günlük konuşmamıza, geyik muhabbetlerine referans olan söyletiler..içlerinde beni en çok hayal kırıklığına uğratanı Marie Antoinette Hanımefendi'nin "pasta yesinler" twitinin aslının astarının olmayışıdır..Zira bu söz öbeği ilk defa rahmetli Rousseau'nun, Marie henüz on yaşındayken yayınlanan "Confessions" isimli eserinde zikredilmiş..Kimilerine göre Rousseau sözkonusu öbeği kendisi uydurmuş..Bir başka kimilerine göreyse bu öbeği kullanan zat aslında XIV. Louis'in zevcesi Maria-Theresa imiş..Ne fecaat ama..

Bu kadarlar kalsa iyi..Ya Vikingler'in kasketlerinin üzerine boynuz taktıklarına dair tarih boyunca en ufak bir kanıt bulunmamasına ne demeli..Ancak teesüf edilir cinsiyetsiz Vicki the Viking hayranlarını böylesi üzenlere..

Goldfish'lerin hafızası üç saniyeliktir diyenler ise bu gezegenden değil..Çünkü işin doğrusu goldfish'ler labirentlerde yön bulabilen ve de sahibini tanıyabilen hayvancıklarmış.."Balık hafızalı olmak" gibi bir "lafın gelişi" daha tarihe karışıyor bu halde..

23.07.2010

terli yumurtalar..

çok sıcak bir havada buzdolabındaki yumurtaları buzdolabından çıkarıp mutfak tezgahında 3-4 dakika beklettiğinizde karşınızdaki manzara : "terli yumurtalar" ..bir futbol maçı sonrasında ter içinde kalmış david beckham veya bir action sahnesi sonrası brad pitt manzarasını nasıl da çağrıştırıyor..
(photo by bherefu)

7.07.2010

bodrum bodrum..

off ne güzel tatildi yahu..göltürkbükü'nde kaldık..çok sakin küçük bir butik otelde..oralarda adet olduğu üzere bizim de iskele üzerinde bir locamız vardı:) diğer iskeleleri, kıyıya yanaşan televole insanlarını rahat rahat kesebildiğimiz, kah gölgesinde serinlediğimiz kah güneşinde döne döne yandığımız şahane bir locada geçti günler..nasıl iyi geldi anlatılamaz.."sıradan bir tatil/yosun/iyot kokusundan farklı olarak" en ufak birşey yoktu..aynen beklediğim gibi:)
(photo by bherefu)

kuzguncuk'tan bir kare..

kuzguncuk'ta taa benim bacak kadar boyumla sokaklarda koşturup durduğum günlerden, hatta daha da eskiden beri orada olan bir tuhafiyeci vardır..bilen bilir..adı da cemo'dur..geçenlerde kuzguncuk'ta sahile doğru yürürken önce cemo'nun kendisini, birkaç adım sonra da dükkan camına astığı bu notunu gördüm :) öylesine açıklayıcı..
(photo by bherefu)

çıktı alphaville meydane..

bu meydan avm'yi bir kez daha takdir ettim.."zengin bir kültür mozaiği oluşturan ziyaretçi kitlesini kendi içinde ve dünya ile senkronize etme" işlevini bir kez daha yerine getirdi alnının akıyla..alamanya'daki meşhur ruhr bölgesi-plancıların sevgili ruhr'u-ile eşzamanlı düzenlenen organizasyonun meydan ayağında karşımıza Alphaville çıkmasın mı..valla enfesti doğrusu..çoştuk caanım alphaville şarkılarıyla.."helal..helal sana.." sertab'ın dediği gibi..
(photo by bherefu)

the toilet of venus..diego velázquez..

"this is the only surviving example of a female nude by Velázquez" demiş National Gallery..
(drawıng by bherefu)

22.05.2010

sterling ruby's “kiss trap kismet”..

“ 300x384x122 cm.. kiss trap kismet’in iri cüsseli, kanlı ve parlak görünümü rahatsız edici bir his uyandırıyor..alt tarafındaki, kırmızı oje ya da çakma kan kıvamındaki birikinti tıpkı bir korku filmi efekti..yay şeklindeki üst kenarı ise bir mezar taşını anımsatıyor..ya da abartılı bir rock’n roll tongue..”
(quotation from the saatchi gallery)

"çare sarıgül"..

siyasetçi olarak beğenirsin..ya da beğenmezsin..ama mustafa sarıgül’ün ve/veya ekibinin yürüttüğü iletişim çalışmalarının gözden kaçması namümkün..uzun zamandır şehrin çok farklı noktalarındaki duvarlarda, daima aynı yazı tipiyle gözüme çarpıyor “çare sarıgül”.. yukarıda bunlardan ikisinin fotoğrafı var..birini kadıköy’ün bir mahalle arasında çektim..diğerini ise kavacık’ta bir yol kenarında.. bir google operasyonu ile anladım ki “çare sarıgül”, ekşisi tatlısı muhtelif sözlüklere dahi sirayet etmiş..aslında mustafa sarıgül’ün, son yerel seçimlerde şişli belediye başkan adayı olmasına karşılık maltepe ilçesinde dahi afiş astırdığını duymuş biri olarak bu derece şaşırmam şaşırtıcı..mustafa sarıgül’ün her türlü-underground or else-iletişim çalışmalarını ilgiyle takip etmeye devam..
(photo by bherefu)

20.05.2010

blue nude..picasso..

bu da bir başkası işte..her ne kadar mavi olmasa da:) ..bence böyleyken daha güzel..
(drawıng by bherefu)

19.05.2010

miss gibi deniz kokusuna geeelll..

geçen günlerden birinde beylerbeyi'nde balık yemeye gittiydik..denize ve kokusuna işte bu kadar yakındım..ohh..misler gibi..
(photo by bherefu)

12.05.2010

fazıl bey'in türk kahvesi..

büyük konuşmamak gerek hiçbirşey hakkında..kimdi o ''ben asla türk kahvesi içmem..pek acı birşey..damak tadıma hiç mi hiç uygun değil..bu son kahvemdir..'' diyen..nerdee..bugün bol köpüklü-mandabatmaz cinsinden-çikolata aromalı türk kahvesi içtim..ardından, adet olduğu üzere bir bardak suyu da yolladım..hatta kürdana batırılmış minik lokumu da attım ağzıma..yani tam manasıyla bir adet kahvekolik profili ortaya koyduk..bizi şahane kahvesiyle ağırlayan yer bağdat caddesi'ndeki fazıl bey'in türk kahvesi ismindeki şirin dükkan..ne kadar şirin ki diyene çektiğim fotoğraflar huzurlarınızda..ayrıca zencefilli limonata ile demirhindi şerbeti de pek tavsiye edilir hani..
(photo by bherefu)

10.05.2010

bathers at asnières..seurat..

london’da iken canım sıkıldığı zamanlarda arada çiziktirdiğim bazı şeylerden biri bu..kocaman eserlerin dikkatimi çeken küçük kısımlarını karalamıştım bir kenara..meditasyon gibi bir şey..insanın kafasının içinde uçuşanları raflarına yerleştirmeye yardımcı olan bir hobi..daha başkaları da var..arada ekleyeyim diyorum onları da..
(drawıng by bherefu)

16.04.2010

muji..

london günlerimde keyif verici madde bağlamında görselliğini bol bol sömürdüğüm dostum muji beni burada da yalnız bırakmadı..istanbul'da biri nişantaşı biri de bağdat caddesi'nde olmak üzere tam iki tane şubesi açılmış muji'nin.. muji'nin hiçbir ürününde marka, logo vs yok.. nedeni ise markalaşmaya harcayacakları enerjiyi tasarıma harcamalarıymış.. iyi de yapıyorlarmış.. bağdat caddesi muji'yi duyarım da soluğu orada almaz mıyım..allahımm o ne güzel oyuncaklar, ne güzel ev eşyaları, ne şahane notebooklar..mağazadaki tüm ürünleri tek tek inceledim..arada fırsat buldukça gidip emiyorum muji'nin çevre dostu ve yalın tasarım enerjisini..deli manyakça tavsiye edilir muji ziyareti..

bangart.it..

web'de sörf yaparken nasıl olduğunu anlamadığım (!:) bir şekilde kendimi bangart.it 'de buldum.. sanat, ilüstrasyon, fotoğraf vb konular hakkında bir dergi.. tarzanca italyancamla anladığım kadarıyla oldukça keyifli..ilüstrasyonlara bayıldım..online okuyabiliyorsunuz dergiyi..bir de tam ekran moduna geçince tadına doyum olmuyor..

9.04.2010

bir rüya gördüm..

geçenlerde bir rüya gördüm..ipe sapa gelmez rüyalarımdan biri daha..lakin anlatsan anlatılmaz cinsinden olduğundan çiziktirsem dedim..pek eğlenceliydi..aklımdaki karelere elimden geldiğince benzetmeye çalıştım..buyur buradan yak..
(drawing by bherefu)

dekorasyonla ilgili..

ElleDecor’un Nisan 2010 sayısından çaldım bu imajları..İçimi açtılar..Şahane renk skalası..
(photos by elledecor)

7.04.2010

art of the trench..

ya şu burberry bir kez daha girdi gözüme..şu meşhur sartorialist ile işbirliği yapmışlar..adam dünyanın dört bir yanında sokaklarda gezip burberry trenç giyenlerin fotoğraflarını çekmiş..burberry de şahane fon müziği olan bir sitede bu fotoğrafları sergiliyor..müthiş ilham veriyor..sitenin adresi şöyle: http://artofthetrench.com/

4.04.2010

spring has arrived..

tamam pek klişe olacak ama ne yapalım..bahar geldi..her yandan bahar akıyor..boyner ev’in reyonlarına bir göz atmak yetiyor deniz havasını solumak için..veya bauhaus’un bahçe bölümündeki şakayıkların parlak pembelerini, sarılarını görmek insanı ışınlayıveriyor olimpos lodge’nin bahçesine..
(photo by bherefu)

16.02.2010

süppperr bir website..

ya adamlar hakikaten yapmış..sözün bittiği yer.. http://eu.wrangler.com/bluebell/ .....full screen deneyelim lütfennnnn..

es..

geçen günlerden birinde evin kapısını açıp hemen soldaki lotta duran arabaya yöneldim..bir de ne göreyim baştan aşağı çamura bulanmış..derhal götürdüm yıkatmaya..araba yıkanırken yıkamacıların şefi olduğunu tahmin ettiğim yaşlıca adamlardan biri bana papatya sandalyede yer gösterdi buyur etti..ben cık dedim..başka bir yaşlı adam da elinde incebellide çayla karşımda beliriverdi..anlamadım nerden çıktığını..bu defa cık diyemedim..içiverdim ben de çayı..pek lezzetliydi doğrusu..havuzun suyu geçen gün pek bi sıcaktı..bugün de öyle midir aceba?...gitsem yüzsem ama sonrası da pek uzun geliyor..üşengeçlik çöküyor üzerime..halbuki saçım da artık kısa..millet amma aldı yürüdü bu twitleme olayını..ohooo ben taa 2008 mayısında gittim de döndüm twit yollarından..kısa sürede sıkıldıydım..şimdi insanların twitleme hevesini gördükçe ben mi salaktım da anlamadım bunun alametini yoksa millet yokluktan buldumcuk mu oluyor anlamadım..bence hala liste başı olay blogdur..twit mwit geçici heves..var mı bloglar gibisi..blogdan şahane teşhircilik fırsatı gelmemiştir şu aleme..mensanın yönlendirdiği bir sayfada şekillerden oluşan bir iq testini tamamladım..high çıktı zekam..hırs yapıp çalışıp daha yüksek not mu alsam aceba..ama bu pek high iq’luk tavır olmaz herhalde..neyse..dün gece ilk defa yetenekli bay ripley’i kesintisiz olarak baştan sona izledim..idare eder..fakat italya fonu enfesti..audrey’nin paris when it sizzles’ını da kaç gündür bitiremedim..çok sıkıcıymış yahu..audrey olmasa dakika bakmam yani..uzaktan kumandalı sürat motorum çalışıyor mu acaba hala..bir deneme yapsam mı ki..hazır havuza girme mevsimi açılmamışken..hazır mayolu yağlı göbekli korkunç insanlar havuzun suyunu pisletmemişken henüz..ya london’u özlemiyim diyorum ama adamlar iş ilanında bile sana verecekleri maaşı yazarken burada çoğu zaman firma adı gizli ilan bile veriyor korkaklar..ya bu pembe beyaz çizgili çorapları giymekten vazgeçmem gerektiğini hissediyorum ama nedenini bilmiyorum..sadece bir his..ya bu soyak göztepe ne iç karartıcı yer..yanından geçerken bile öğğhh oluyorum..hadi hödük bir mimar çizdi..başka bir hödük de neden para verdi aldı o projeyi..hadi aldı, döktü betonu, salladı ince işi..e bi milyon insan da gidip niye satınalırki öyle yerden bir daireyi..hiçbir dışsal kısıt yokken mutfağı üçgen yapan bir zihniyeti anlamadım ben..hayatı boyunca sigara alışkanlığı olmamış birinin canının sigara çekmesi nasıl açıklanabilir peki?..’’ you need to connect it with the offline world...’’..bisikletin pedallarını çevirerek elektrik enerjisi ürettim enerji müzesinde..yanımdaki arkadaş pek eleze bişey olduğundan sadece lambayı yakabildi..ben ise sırasıyla lambayı, lcd ekranı, müzik setini ve de mikseri çalıştırdım enerjimle..son sıradaki matkaba sıra gelmeden enerjim olmasa da nefesim kesildiğinden dolaylı olarak enerjim de kesilmiş oldu..araba kullanırken gözüm dalar oldu son zamanlarda..bundan hoşlanmıyorum..yani gözümün dalması değil hoşuma gitmeyen..bunun araba kullanırken olması..iyiki arabam toyota değil..uyuyan bebeklerle toparladı imajı derken bozuk pedalla batırdı her şeyi..şimdi aklıma bir şey geldi istikrar ve tutarlılık hakkında ama bunu yazmicam..zira günün birinde ayağıma dolanabilir..bu yaz trabzona ve olimposa gitmeyi çok çok çok istiyorum..canım çekiyor trabzonda sera gölünde yediğim saç kavurmayı..bir de olimposta ağaçların altında hamakta yatmayı..karnım acıktı..hamburger falan yesem..kilo alır mıyımki..akşamüstü havuza gider eritirim nolcakki..ya bu usa’daki celebrityler siyasi görüşlerini hiç sakınmadan açıklıyorlar..hatta siyasal kampanyalara destek veriyorlar falan..bizdeki celebrityler neden bu kadar korkak acaba..erdil yaşaroğlunun süpermööön’lü tişörtü çok güsel olmuş yahu..birşeyler yapmak lazım..kafamın içinde istikrarlı bir devinime sahip nadir oluşumlardan biri bu..birşeyler yapmak lazım..öööyle dönüp duruyor..nedir nerden gelir nereye gidecektir bilmiyorum..ama öylece sürdürüyor varlığını oralarda bir yerde..bu kaosun kendini sabitlediği, ve fekat sabit olmaktan nasibini almamış bir nokta..maalesefki bir nokta görünümünde tek nokta..pek acıklı şey..niye aramıyor bunlar hala..en geç çarşamba demişti..ufff..