20.04.2009
lacivert..michelin..yıldızlar..ve fener balığı..
Blogunu “sakatatçı dükkanına çeviren” biri için biraz gecikmeli de olsa, hayatımda ilk defa Michelin yıldızlı bir şefin, Ali Güngörmüş’ün yemeklerini yedim..Hepsi de şahaneydi..Enfes bir Boğaz manzarası karşısında rahat koltuklarımıza kurulduk ve derhal menüye konsantre olduk..Menüdeki tüm seçenekler birbirinden ilginç, birbirinden “leziz” canlanıyordu hayalimde.. Soğuk başlangıç olarak sadece iki adet seçim yaptık, zira ana yemeğe yer kalsın istiyorduk midemizde.. “Bıldırcın yumurtası göbeğinde beluga havyarı ve somon havyarı yanında gevrek tost melba” ilk tercihimdi.. Beraberinde “Marine edilmiş çiğ levrek balığı ratatuy yağı ile tatlandırılmış minik sebzeler” soğuk olarak ikinci tercihimdi..Minicik doğranmış rengarenk sebzeler, levreğe pek yakıştı doğrusu..Ama kendimi havyar ve levrek fantazyasına fazla kaptırmamaya gayret ettim, çünkü sırada dört gözle beklediğim “Fırında fener balığı; ıstakoz sosu ile gevrekleştirilmiş, rezeneli beğendi ile” vardı..Hazzı ertelemek bu olmalıydı..Fener balığım bitmesin diye mikroskobik parçalar şeklinde ağzıma attım kendisini.. Ağızda tıpkı pamuk şekeri gibi dağılıyordu.. Şahaneydi.. Son olarak tatlı menüsünden seçtiğim “Lüle kaymak eşliğinde romla karamelize edilmiş muzlu tart taten” ile de muhteşem bir “fin” sağlanmış oldu..Cumartesi akşamından bu yana yediğim başkaca herşey, yemek gibi gelmiyor bana..Hayatın tadı asla eskisi gibi olmayacak :))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
peki ne içtin berfu?
YanıtlaSilumarım menunun hakkını vercek bişeyler içmişsindir. eger kola/soda falan içtiysen lütfen cevap yazma da, vakti yok ondan ugrasamıyor herhal, diye dusunelim :)
ahbap