27.07.2009
hiçbir dünyevi zevke düşkün değilim arabama olduğum kadar..
Yeni cantlarımla tanış..Hepsi çelik hepsi cms..Eski cantlarımın artık kulak memesi kıvamına gelmesiyle bir karar vererek hepsini attım bir kenara..Artık herşey daha hızlı daha sarsıntısız..
24.07.2009
sera gazı ve inek..
İşte bu gerçekten komik..GEO'nun temmuz sayısında okuduğuma göre ineklerin yemlerine sarımsak katıldığında hayvancıklar daha az sera gazı üretiyorlarmış:))) Adamlar sindirim sırasında ürettikleri metan gazının yüzde doksansekizini geğirerek dışarı veriyorlarmış ve de bu yolla bir inek tek başına, kimseden bir yardım almadan bir yılda, onsekizbin km yol kat eden bir otomobil kadar karbondiosit salıyormuş:))) Şu yeryüzünde herşey o kadar kusursuza yakın işliyor ki bu düzeni köstekleyen inekçiklerle ilgili "acaba bunların yemeklerine ne koysak da sistemi mükemmel hael getirsek" diye planlar yapılıyor..Gül babam gül.."Kesin İsviçreli bilimadamlarının icadıdır" derken yazının devamında bunun Hollandalı bilimadamlarının icadı olduğunu öğrendim..Buna şaşırmadım..Bir de güvencesi var ki pöff; "iklim dostu üretilen sütte kesinlikle sarımsak tadı hissedilmiyor" ................?!!??
22.07.2009
boşluk..
İnsanlar aya gidiyor..Transformers gibi filmler çekiyor..Dünyada, markalarıyla girmedik ev bırakmıyorlar..Internet diye birşeyi icad ediyorlar..Birinin kalbini alıp bir başkasına takıyorlar..Sekiz yüz yıl önce ettikleri laflarla bugün bile konuşuluyorlar..İki yüz yıl evvel yaptıkları müzikler, çağlarla birlikte değişen sanatçılar tarafından hala çalınıyor..Tek bir adam hem dokuz bin kişiyi yönetip hem de yarım asrın ardından kurumunda devrimler yapıyor..Başka bir adam sıradan bir kahve dükkanını alıp dünyanın en büyük kahve zinciri haline getiriyor..Bir başkası yüz senelik bilişim devinin tahtını, yaptığı muhteşem tasarımlı makinalarla sarsıyor..Uzaklarda bir yerde insanlar denizin üzerinde bir havalimanı inşa edip, denizin devinimleriyle hergün birkaç milim batan limanı yüzlerce kompresörle her allahın günü milim milim yukarı kaldırıyor..Peki burada ne yapıyorlar? Tüm kompleksleriye gözünün üstünde kaşın var diye milletle uğraşıp imla hatalarını düzeltmekle vakit dolduruyorlar..İçimde bir boşluk hissediyorum tam şu anda..Rahatsız edici ve umut kırıcı..
19.07.2009
hohoyyttt..ilk mustang'imi edindim..
15.07.2009
iki..
Dün sadece bir gün içerisinde iki kazık yedim..Gerçi hiçbiri kişisel ilişkilerle ilgili değildi..İş konusunda yenilen kazıklardı..Kazıklardan birini atan yanında şöyle buyurdu: "Bu sektör böyle işte bherefu"..Her zamanki gibi dayanamadım ben de cevap yetiştirdim:"Evet..Böyle böyle öğreniyoruz işte.." diye..İnsanlar bir süre için belirli ve tanımlı bir şekilde davranıyorlar..Fakat sonra sadece bir an içinde yüzsekseksen derece dönüp tam aksi istikamete gitmeye başlıyorlar..Yani türkçesi yamuk yapıyorlar..İrite edici..Neyse her zamanki gibi iyi tarafından bakıyorum: Yamuk yapan bir arkadaşım falan değil, just business..Hem bugün trafik de yoktu..Yirmi dakikada vardım şirkete..Sonra dün birisi bana tam iki tane hediye verdi..Benim sahilden toplanan yuvarlak taşlarla haşır neşir olmayı, onları boyamayı, sonra da üst üste yapıştırmayı sevdiğimi öğrenen birisi bana kendi boyadığı taşlardan hediye etti..Şaşırdım ve mutlu hissettim..
Hayat bir acayip; fakat benim bunu hala acayip buluyor olmam daha mı acayip merak ediyorum..
13.07.2009
sustum..
Aslında şöyle güzel bir tatil yazısı yazmayı planlamıştım..Yazıyı yazacaktım, sonrasında da gelen yorumlarla eğlenecektim-eğlenecektik her zamanki gibi..Fakat tatil dönüşü öyle bir tempoya girdimki değil blog'umu güncellemek, yemek yemeye bile zor zaman bulur oldum..Aaaaa bu arada müthiş bir gelişme oldu..Okul bitti! Dönem projemi de verdim..Nasıl rahatladım anlatamam..Sırtımdan bir yük kalktı..Bu sene okul beni öyle çok yormuş ki şimdiki çalışma temposu bana cennet gibi geliyor..Çalışmayı özlemişim..Okul çok baymıştı maalesef..Olimpos'a gelince..Olimpos'un kötü olma şansı yok..Risk sıfır..Bu dünyadaki cennet diyelim hatta..Yüzdüm, kitabımı okudum, hafif yemekler yedim, 'leziz' müzikler dinledim, geceleri hamakta sallanırken gökyüzündeki yıldız sayısına şaşırdım..Ve de pek hüzünlendim; güzel şeyleri paketlere koyup, daha sonra kullanmak üzere depolayamadığımız için..Dört gün kaldım orada..Dönüş yolunda pek mutlu hissetmiyordum..Buraya geldikten sonra bir hafta boyunca da, giderek azalsa da bir mutsuzluk ve hüzün vardı içimde..Bilmemki..Belki de kısıtlı anlarda yaşanalar daha güzel geliyordur insana..Bilemedim..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)