1.12.2009

misguided..

cumartesi günü sınava giriyorum..yazma kısmı korkutucu görünüyor..başlatma şimdi ingilizce blog yazmaktan..kendimi istediğim gibi ifade edemiyorum o dilde..istanbulu özledim..asmalımesciti özledim..istiklaldeki housecafeyi özledim..hava çok soğuk..donuyorum bugün..derse ara verdim..çok sıkıldım..alışılmadık birşey değil neyseki..bugün bir ara twilightı izledim..yaw amerikan ingilizcesi ne .oktan şeymiş şimdi daha net duruyor karşımda..öylece oturuyor yarım saattir kıpırdamadan..yediği yemekten geriye kalanlar önünde..ayağının dibinde küçük bir çanta..ayakkabılarının ucu yırtık..homeless falan herhalde..yoksa ingiliz milleti aç kalır yine de kötü eskimiş ayakkabı giymez kanımca..bugün googletalk diye bir mecradan ares’le konuştuk..en son sivasa gittiğinde hüssein’i görmüş..hüssein’in keyfi yerindeymiş ama 49 günden daha az günü kalmış olsa daha da memnun olurmuş anladığım kadarıyla..çikolatalı muffin yedim çayla..kilo verdim sanıyordum oysaki almışım bile..ne hayal kırıklığı ama..gözlerim kaşınıyor ve de sulanıyor..sınıf arkadaşlarımdan biri 17 yaşında..’aa senin ehliyet de yoktur şimdi’ dedim bozuldu fransız..’önemi yok 2 hafta sonra 18 oluyorum..ayrıca kendimi 25 hissediyorum’ dedi bana..böyle bir an kal geldi bana neyse sonra toparladım da ingiliz gülümsememi yerleştirdim yüzüme..haftasonu istanbulda mı dedi birisi emin değilim ama herkimse dediğine katılıyorum..ben ingilizler için fazla soğuğum..isveç falan beni paklar kanımca..nefayda bana bir mail atacaktı ama atmadı hala..nolduki acaba..aaa nesliyi arayacaktım pazar günü bricklane’e gitmek içün unuttum..neyse yarına artıkın..high mountains by gökhan kırdar..sıcak şarap aldığım gece geldi aklıma..ne gündü ama..perde beyaz ve ben ışıklarını görebiliyorum sokak lambasının..geceleri kalın perdeleri çekmeden yatıyorum zira uyuyamam zifiri karanlıkta asla..gecenin bi vakti gözümü açtığımda etrafımı görmem lazım..okuma yapmam gerek daha..içinde robin yazan dışında da 3 serçe resmi olan bu kupayı çok sevdim çalsam mı acaba..manikür eldiveni kalmamış dükkanda..ne yii olurdu kalsaydı..yarın olmadı diğer şubeye giderim..neyse..

4 yorum:

  1. Adsız2.12.09

    o fransızlar hakikaten öyle bherefu, bunların boyle 5 yasındaki cocukları, tatil koyunde acık bufeden yemegini kendi alır, gider sevdigi bir yere oturur, yer kalkar, zerre gürültü çıkarmaz. en az benim kadar olgundur yani. bu esnada bizim aynı yaslı yerli cocuk, essek gibi aglar, annesinin pesinden ayrılamaz, ne yiyecegini bilmez oyle rezil rezil dolasır ortalıkta. dolayısıyla bu fransızları aslında hiç sevmesem de, kazara istiklalde falan rastlayınca, yerine gore, yanlıs adres tarif etme, yururken rahatsız edecek kadar yanından geçme, ve türlü magandalıkları yapıyor olsam da haklarını vermem gerek, hakikaten yaslarından daha olgunlar. nasıl oluyor anlamıyorum, 2x hızdamı yasıyorlar hayatı ne? sana yine iyi soylemiş, onun fiziki yası 18 ise, kesin 35 gibi falandır. allahsız fransız.

    ahbap,

    YanıtlaSil
  2. Adsız5.12.09

    o kadar güzel bir yazı ki bu, her cümlesi ayrı ayrı yorumlanabilir. ingilizler için bile soğuk kaldığını okuyunca aklıma 2-3 yıl önce seyrettiğimi bir film geldi. isveç mi norveç mi bir yerde geçiyordu film, yönetmenini hatırlayamadım ama o da iskandinav bi tip, filmde bir şirketin satışı ile ilgili görüşmeler vardı bir sahnede, bu isveç mi nereli tipler şirkelerini izlandalı bir başka grup tipe satacaklardı, isveçliler dehşet soğuk ve resmiler falan, ama bu soğuklukları izlandalılar kesmemiş olacak ki grubun başı pozisyondaki adam, isveçlilerden bir yerde 'lanet sıcakkanlı herifler' diye bahsetti. o zaman rölativitenin ne demek olduğunu iyice anladım.

    bence sende soğukluk konusunda sınırlarını alçak tutma, bak biraz kuzeyde izlandalılar var :)

    Ahbap,

    YanıtlaSil
  3. i reaaly am proud of declaring this essay as the best written ever by this blog my dear! cong.!

    YanıtlaSil