19.10.2009

london post..again..

Heyt be ne soğuk arkadaş..İstanbul'un güneşinden kalk gel sen kış ayazına..Olacak şey mi yahu..Oldu fekat..Neyse..Bu kısmı çoktan geçmiş olmam lazım..Sabah Mr. Rose ile kahvaltı+sohbet ardından evden fırladığım gibi soluğu tube stationda alıverdim..Yürü babam yürü..10-15 dakika yürüdüm..Günde rahat yarım saat sıkı tempo temiz hava yürüyüşü yapıyorum..Kesin kilo vericem..Yuppiii..Tren geciktiği için ben de geciktim okula..Fekat ilk günlük gecikmeyi kimsecikler takmadı..Seviye sınavı olduk..Yahu okulun yemin ederim yarısından fazlası uzakdoğulu yani çin veya japonyadan..İngilizceleri aksanları berbat..Hiçbirşey anlamıyorum..Belkim japonca öğrenirim bir iki kelime..Bizim binada aynı zamanada fashion college da var(bu nefayda içindi..okursa haberi olacak:)..Tipler bir enteresan bir enteresan ki anlatamam..Helen diye bir kadın bize ilk gün öğretmenliği yaptı..Okulu gezdirdi, gerekli bilgileri verdi vs vs..Öğleyin okulda iş bitti..Bendeniz muhteşem(!)sosyalleşebilme yeteneğim sayesinde iki ispanyolla ahbap oldum..Akşamın bi vaktine kadar takıldık London sokaklarında..Saolsunlar ben istemedikçe yanımda ispanyolca konuşmuyorlar..Ben bazan birşey sorunca ispanyolcada nasıl diye o zaman şahane bilgilendiriyorlar..Çok sıcaklar..Tıpkı ben(!)..Neyseki burada kimse beni tanımadığı için sıcak insan rolümü herkes yutuyor..Valla oldukça işlevsel bişi böyle sıcak davranmak insanlara..Belkim İstanbul'a dönünce de devam ederim kimbilir:p Arkadaşlarımdan biri fine arts okumuş şimdi de doktora yapacakmış..Bizi saat ikiye kadar beleş olan bir müzeye götürdü..Somerset House isminde..Amanın ne koleksiyon o öyle..Arkadaşım bile şaşırmış görünce: Manet, Kandinsky, Cezanne, Van Gogh, Degas, Botticelli, Pissarro vs vs..Hepsi burada..Üstelik de masterpieces yani..Mesela bakmayı çok sevdiğim Manet'nin Le Bar aux Folies-Bergère'i çıkıverdi karşıma bir köşeden..Şaştım kaldım..Ya da bir ahbabımın bakmaktan hoşlandığını bildiğim birkaç Kandinsky..Benim bayıldığım Cezanne..Uff..Hepsi şahaneydi..Frank Auerbach diye gittik diğerleri resmen piyangodan çıktı..İlk gün için fazlaca yorucu ve de fazlaca vaatkar saatlerdi kısacası..........Bu kadar laf salatası yeter..Şimdi yolda yürürken elime tutuşturulan beleş gazetelerimi okumam lazım..

7 yorum:

  1. Adsız20.10.09

    hacı i keep watching))
    ama bence sen ispanyolara adios amigos de. çinliye, koreliye, japona hiç bulaşma. ingilizlerle takıl. hem ingilizceleri daha iyi hem de daha soğuklar))

    YanıtlaSil
  2. artik bakacagiz bir caresine..:)

    YanıtlaSil
  3. Adsız21.10.09

    kandinsky nin resmini cekmen iyi olmus yoksa inanmayanlar cıkabilirdi bherefu. gezi notlarini okudukça tam gitmiş gibi olmasamda %25-30 kadar gitmis gibi oluyorum, o sebepten daha sık yazmani isterim.

    bide gitmeden gorussek bi falan diyordum ama, malum ben hep kosturuyorum fırsat bulamadım, artık donunce.

    bide belki senden bişi isterim hazır gitmişken :) zaten bana bir buyuk odul sozun var hala vermedin. yoksa odulumu vermemek icin mi ulkeyi terk ettin.

    ahbap,

    YanıtlaSil
  4. i think to you must be friend spanish. japaneses and chinese here too much there is.
    both they don't understand that ''hacı''. and also if you remember there is ''arap'' but this word a little advanced. hımm i thought the you wait for this.

    YanıtlaSil
  5. ahbap,

    sistemin parçası oldun sen de..hepimiz gibi..kaçış yok bundan..belki dönünce görüşürüz kimbilir..bir de şu ödül meselesi vardı değil mi..unutmadın bir türlü..neden ödül verdiğimi bile unutmuşken ben..neyse..dile benden ne dilerden..

    YanıtlaSil
  6. dearest, what a nice pleasure to see you at london? how are you whats up gibi bir çok lakırdı aklıma geldi, ki ingilizce yazayım da londralara gidip ingilizceden geri kalmanı sağlamayayım diye ve sanki ingilizcemiz o kadar iyi de yazınca geri kalmayacksın :D...derken fashion college ı düşünmekten ve seni o sınıfa daimi öğrenci olarak angaje etmek için çılgınlıklar düşünmekten alamıyorum... saçları fönleriz, gözlüğümüz gözümüzde, pardösümüz (nasıl yazılıyordu bu be!? :) ) ve içinde önü boyundan fırfırlı şahane-sosyetik-askorbik-fantastik elbisemiz var, ya o şahane takılarımız sanki denizden yeni çıkmışlar, evet inciler tabiii ve bir yandan da bootielerimizi çekmişiz... elimizde su-mak... yeni kedin, meet her darling:) su-mak is a pretty little fashionable cat with a hat on her head :P (böyle bir tekerleme vardı haha) then you go inside (into the fashion class) with your shiny wavy hair and a stunning smile on your face...brilliant... you are the most attractive girl in the class.. and you say those words : 'hi every body, lets have some fashion' ... ve herkesin dibi düşer, seni sınıfın daimi öğrencisi olarak algılarlar ve algı her şeyin üstündedir kuramıyla mutlu sona ulaşırız. Daimi aydınlanma! Yuppi!

    YanıtlaSil
  7. Adsız25.10.09

    ah şu lanet sistem, ormanda gezip agactan elma ve sudan balık şeklinde beslenmedigim surece sistemden çıkmam pek mümkün görünmüyor bherefu, o halde de farklı bir sisteme dahil olmuş oluyorum, bilmem anlatabildim mi?

    sistemle ilişki meselesine çalışıyorum, galiba önce ele geçirmem gerekecek tümden kurtulabilmem için. kimbilir belki bu arada dünyayı da ele geçirebilirim :) baskaları geçirmeden.

    yazdıklarını da ilgiyle izliyorum, haberin ola. arada AA (architecture association) a da git, güzel seminerler oluyor. belki donunce anlatırsın bile, kimbilir.

    ahbap,

    YanıtlaSil